En'lerim

13




Eserlerine hayran olduğum yazarların kitaplarından söz etmek istesem de bunların hangilerini olduğunu bilirsiniz. Yazarların isimleri  eserlerinin gözlerimizin önüne gelmesini sağlayacaktır.

Dostoyevski,
Tolstoy,
Alexandre Dumas,
Victor Hugo,
Puşkin,
Albert Camus,
Stefan Zweig vs  gibi daha niceleri bulunuyor. Bunların yanında Türk yazarlarımızda var. Bknz; Peyami Safa, Namık Kemal, Sabahattin Ali, Hakan Günday, Zülfü Livaneli, Hüseyin Rahmi Gürpınar...

Roman okumalarını bir müddet bırakıp daha başka bir yolda yürümek istiyordum. Romanların derinliği ruhumu doyursa da ben açlık çeken merakımı gidermek için ilerlemeliydim ve sonunda  yeni bir okuma serüvenine katılmaya karar verdim. Sadece karar verdim, ötesi yok. Yollarda avare gibi ilerliyordum. Seçeceğim tür veya türler aklıma gelmiyordu.

Bilim konulu kitapları, belgeselleri izlemekle başlamakla işe koyuldum. Kendimi oraya ait hissedemedim. Bunu Zooloji ( hiç sevemedim) devam ettirdim. Hikaye ve Anı pek sarmadı diyebilirim. Biyografi üzerine Youtube üzerinde belgeseller izleyerek biyografi açlığımı gideriyorum.

Sonra Felsefe konulu kitaplara ve belgeseller izlemeye başladım. Burada bir kaldım. Bir hafta kadar devam ettirdiğimde Felsefe konusunda açlığımı hissettim. 
Felsefe artık kabaca cepteydi.

Sonra Psikolojiye yöneldim. Felsefenin bıraktığı boşluk Psikolojiye yönlendirdi.. Psikoloji kitapları sipariş etmeye ve Psikoloji belgeselleri izlemeye başladım. Ve sonra bunun önünü alamamaya başladım. Aldığım kitaplar bitmeden ağırlığı Psikoloji olsa da arada felsefe olan kitaplar sipariş etmeyi sürdürdüm. İkisini bir arada götürüyordum. Fakat Psikoloji daha ağır basıyordu.

Tarihte kendine yer buldu. Az da olsa içimde bir yerlerde ona da merakımın olduğunu sezinledim ve Pdf olarak telefondan Tarih okumaları yapmak için yer verdim.

Yukarıda sözünü ettiğim yazarların kitapları hayatıma yön vermiş olsalar da hiçbiri Felsefeden ve Psikolojiden aldığım darbelerle ölçüşemez ve yön veremezlerdi.

Psikolojide bana okkalı tokadı vuran Sigmund Freud'un TANRI TOTEM VE TABU kitabı oldu. İki üç gün kendime gelemedim. Kitabın içinde yer alan yazıları defalarca okudum. 

Felsefe kitaplarında Friedrich Nietzsche, Immanuel Kant, Jean Paul Sartre, Albert Camus, Rene Descartes okurken yukarıda örnek verdiğim gibi Freud'un kitabını okurken şu sözle karşılaştım.

“Schopenhauer’e göre her felsefenin başlangıcında ölüm meselesi vardır.”
Hemen bir araştırma yaparak Arthur Schopenhauer'i Wikipedia'da okumaya başladım. Ekmek gelmişti, açlığımı giderecek bir başka ekmek türü daha bulunmuştu. Kitaplarını sipariş ettim. Kimselerin yorumuna bakmadım. Freud benim için büyük kaynaktı. Hiçbir yazar kitabında başka bir yazarın adını kullanmayı istemez. Kullanıyorlarsa orada gerçeklik ve haklı bir övgü vardır. Ve sonra gelen kitapları iştahla okumaya başladım. İnanılmaz karamsar bir fikre sahip olsa da insanın derinliklerindeki o ayaklanmaları duymasını sağlıyordu. Aydınlık içindeki yüzüm Schopenhauer'i okuduktan sonra karanlığa çevirince hakkaniyetin orada gerçekleştiğine tanık oldum. Daha önceleri karanlıktan korkarken şimdi karanlığa alışan gözlerim, tanık olduklarına anlamlarla yüklemeye başladı. Derinlik, denge ve düzen her şeydir.
Freud'un bir kitabında Carl Gustav Jung'dan söz edince bilindiği gibi hemen kitaplarını sipariş ettim. Sonra bir kitabında da Alfred Adler'den bahsedince hemen kolları sıvadım. Benim kaynağım Sigmund Freud olduğundan dolayı gönül rahatlığıyla alışverişimi yapıyordum. Sonra bunları okumaya başladıktan sonra her birinin zihin açan söylemleri, yaklaşımları merakımdaki eksiklikleri gidermeye başladı. Bu arada Jung ve Adler, Freud'un öğrencileriydi. Freud'la anlaşamadıkları bazı konular sebebiyle yanında ayrılıp kendi akımlarını oluşturmuşlardır.
Alfred Adler ; Bireysel psikoloji Carl Gustav Jung ; Analitik PsikolojiSigmund Freud; Psikanalizi... Mesela Gustav Jung'un birkaç kitabında bazı Psikiyatrilerden bahsediyor. İsimlerini araştırdığımda hiçbir bilgiye sahip olamadım. Bu aralar iki kitap okuyorum.Birisi Carl Gustav Jung diğeri de Peter Lynch'in Borsa'da Tek Başına adlı bir kitabı.
Velhasıl kelam kitap okumak doyumsuzluğa sahip olmakla giderilebilir. Çünkü doyumsuz bir iştah her okuduğu kitaptan sonra başka bir kitabın açlığı çekmekle kendini ödüllendirir.
Saygılar, hoşça kalın.






Etiketler

Yorum Gönder

13Yorumlar
  1. Hakan gundayin listede olmasi sevindirici:)

    YanıtlaSil
  2. Yeni alan adın hayırlı olsun :) Yeni fark ettim :) Yardım lazım olursa benimle iletişime geçmen yeterli ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :) Yardımcı olacağından çok eminim, eyvallah :)

      Sil
    2. Diğer yayınları neden kaldırdın :D

      Sil
    3. Taze kana ihtiyaç vardı :)

      Sil
    4. ahhh :D instadan yazdıklarıma bak istersen :D

      Sil
  3. Güzel bir seçki ve dolu dolu bir yazı. Okuma iştahınızı tebrik ederim. Felsefeyi, sosyolojiyi, psikolojiyi öne çıkmış kült yazarlardan okumak öyle kolay değildir. Devamını dilerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ziyaretiniz ve yorumunuz çok teşekkür ederim, girdim bir yola bakalım nelerle karşılaşacağım, sağlıcakla kalın :)

      Sil
  4. Felsefe, psikolojiyi çok severim:) Jung ve Nietzche'nin kitaplarını da çok severek okurum:) Keyifli okumalar dilerim:) Dolu dolu bir yazı olmuş:)

    YanıtlaSil
  5. Hüseyin Rahmi Gürpınar çok iyidir, hele günlük yaşamdan bazı tespitler konusunda. :)
    Kitapsız asla, yaşasın okumak, yaşasın kitap karakterleri :)

    YanıtlaSil
  6. Ben de şu an freudun totem ve tabusunu okuyorum:) Sizi yeni gördüm. Ortak ilgi alanlarımız varmış psikoloji gibi:) Blogumda öykü ve denemelerimi paylaşıyorum. Göz atmak isterseniz beklerim:)

    YanıtlaSil
Yorum Gönder